Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji Kliniği, prostat kanseri tedavisinde uyguladığı laparoskopik radikal prostatektomi yöntemiyle hasta memnuniyeti ve tedavi başarısı açısından bölgesinde referans noktası haline geldi.
DMHA DÜZCE-Modern cerrahi teknikler sayesinde hastalara daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve hızlı iyileşme imkânı sunuluyor.Sık idrara çıkma ve idrar yaparken zorlanma gibi şikâyetlerle kliniğe başvuran 69 yaşındaki hasta O.A.’nın yapılan biyopsisinde prostat kanseri tespit edildi. Ardından uygulanan laparoskopik radikal prostatektomi operasyonu ile hasta sağlığına kavuştu. Tedavi sürecinden duyduğu memnuniyeti dile getiren O.A., operasyonu gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba ve ekibine teşekkür etti.Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba, prostat kanserinin erkeklerde en sık rastlanan kanser türlerinden biri olduğunu vurguladı. Özellikle 50 yaş üstü bireylerde görülen bu hastalıkta erken tanının tedavi başarısını artırdığını ifade eden Baba, PSA testi, parmakla rektal muayene, prostat biyopsisi ve MR gibi tanı yöntemlerinin önemine dikkat çekti.Kapalı yöntemle uygulanan laparoskopik radikal prostatektomi cerrahisi hakkında bilgi veren Dr. Baba, “Karın bölgesine açılan 5 küçük delikten girilerek prostat bezi tamamen çıkarılıyor. Gerekirse lenf nodları da alınıyor. Açık cerrahiye göre daha az ağrı, daha az kan kaybı ve daha hızlı iyileşme süreci sunuyor” dedi.Robotik cerrahinin cerrahlara üç boyutlu görüş ve daha hassas hareket avantajı sunduğunu belirten Baba, maliyetlerin yüksek olması nedeniyle robotik cerrahinin her merkezde uygulanamadığını ifade etti. “Robotik sistem olmasa da klasik laparoskopik cerrahiyle benzer onkolojik sonuçlar elde ediyoruz. Hastalarımıza etkin ve güvenli bir tedavi sunuyoruz” dedi.Her cerrahi girişimde olduğu gibi laparoskopik prostatektomi işleminde de bazı risklerin mevcut olduğunu hatırlatan Baba, kısa vadede enfeksiyon ve idrar kaçağı gibi, uzun vadede ise idrar tutamama ve cinsel işlev kaybı gibi yan etkilerin görülebileceğini ancak bu risklerin deneyimli ekipler tarafından yapılan cerrahilerde minimuma indirildiğini belirtti.Hastaların ameliyat sonrası ortalama 4-5 gün içinde taburcu edildiğini ve 2-4 hafta içerisinde günlük yaşamlarına dönebildiklerini kaydeden Baba, cinsel fonksiyonların geri kazanımının birkaç ay sürebileceğini ve bu süreçte destek tedavilerin gerekebileceğini belirtti.Prostat kanserinin tedavisinde cerrahinin yanı sıra aktif izlem ve radyoterapi gibi seçeneklerin de bulunduğunu söyleyen Dr. Baba, her hasta için en uygun yöntemin multidisipliner konseylerde, hastanın bireysel özellikleri göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğini vurguladı.Yaklaşık 5–6 yıldır bu cerrahi yöntemi başarıyla uyguladıklarını belirten Dr. Baba, sadece Düzce’den değil; Bolu, Sakarya ve Zonguldak gibi çevre illerden de birçok hastanın tedavi için üniversite hastanesine başvurduğunu ifade etti. “Kliniğimiz küçük bir şehirde yer almasına rağmen büyük merkezlerle aynı düzeyde cerrahi hizmet sunmakta ve hasta memnuniyeti ile tedavi başarısı açısından bölgesel bir referans noktası haline gelmiştir” dedi.Son olarak sadece prostat değil, mesane, böbrek ve testis tümörleri, böbrek taşı tedavileri ve açık üretoplasti gibi birçok ürolojik operasyonu başarıyla gerçekleştirdiklerini vurgulayan Baba, güncel kılavuzlara uygun onkolojik cerrahilerle kliniğin bölge genelinde hasta sevki almadan etkin biçimde hizmet sunduğunu sözlerine ekledi.
Henüz Yorum Yok